Bu yazının içinde neler var?
Son dönemlerde sıkça konuşulan ve hikayesi filmleştirilen Oppenheimer, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki göreviyle tarihin seyrini değiştirmiştir. Atom bombasının babası olarak da bilinen ünlü fizikçinin çalışmalarıyla dünya, 1940’lı yılların ikinci yarısında atom çağına girmiştir.
Robert Oppenheimer aslında kimdir, bilim dünyasına ne gibi katkıları olmuştur diye merak ediyorsanız, çalışmaları ile dünya tarihinde bir devrim yaratan ünlü fizikçi ile ilgili tüm sorularınızın yanıtını yeni blog yazımızda bulabilirsiniz.
Özet videoyu izlemek için aşağıdaki oynat butonuna tıklayabilirsiniz.
Robert Oppenheimer Kimdir?
Atom bombasının babası olarak bilinen Julius Robert Oppenheimer, 22 Nisan 1904’te New York’ta doğmuştur. Zengin bir Alman tekstil tüccarı olan Julius S. Oppenheimer ve sanatçı Ella Friedman’ın oğlu olarak dünyaya gelen fizikçi, Manhattan’da Van Gogh ve Gauguin’in tablolarıyla süslenmiş bir apartman dairesinde büyümüştür. Tekstil ithalatı işinde çalışan Julius ile ailesi nesillerdir New York'ta yaşayan ressam Ella’nın ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.
Oppenheimer, 1911 yılında Ethical Culture School of New York’a kaydolmuştur. Akademik becerisi oldukça erken yaşlarda ortaya çıkan Oppenheimer’ın, fizik ve kimyaya olan yetenekleri 10 yaşında fark edilmiştir. Bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en eski maden kulübü olan ve New York yer alan Mineralogical Club ile yazışmalara başlamıştır. Bir süre sonra Mineralogical Club 12 yaşındayken onu konferans vermeye davet etmiştir.
1922 yılında Harvard Üniversitesi’nde okumaya başlamıştır. Burada aldığı kimya eğitiminde uzmanlaşmasına rağmen asıl tutkusunun fizik olduğunu fark etmiştir. 1925 yılında Cambridge’deki Cavendish Laboratuvarı’nda fizik üzerine çalışmaya başlamıştır. 1906 yılında elektronu saptadığı için Nobel Fizik Ödülü alan J.J. Thomson’dan ders almıştır. O döneme kadar deneysel fizik üzerine çalışsa da Cavendish’te ilgi alanının teorik fizik olduğunun farkına varan Oppenheimer, Göttingen Üniversitesi Teorik Fizik Enstitüsü yöneticisi Max Born’un kendisiyle Almanya’da projelerde çalışmak üzere yaptığı daveti kabul etmiştir.
1920’li yıllardan hemen önce kuantum mekaniği, Alman bilim adamı Max Planck’in yayınladığı bir makale ile oldukça popüler hale gelmiştir. Bu makalede Planck, her ışığın öznel fotonları olduğunu öne sürmüştür. Planck’in görüşüne göre enerji, ayrık birimlerden yani kuantumlardan oluşmuştur. Max Planck bu çalışmayla Nobel fizik ödülü almıştır. Planck’in ardından Einstein, enerjinin yanı sıra radyasyonun da aynı şekilde nicelleştirilmesini önermiştir. Louis de Broglie ve Werber Heinsenberg de bu alan üzerinde çalışmalar yapmıştır.
O dönemde Avrupalı fizikçiler kuantum mekaniği teorisini geliştirme üzerine çalışırken, fizik dünyasının bu önemli döneminde Avrupa’da bulunma şansına sahip olan Oppenheimer, 1927’de doktorasını almıştır. Almanya’da bulunduğu süre boyunca kuantum teorisine katkıda bulunan birçok makale yayınlamıştır.
Özellikle Born-Oppenheimer yaklaşımı, kuantum moleküler teorisine önemli bir katkı sağlamıştır. Born-Oppenheimer yaklaşımı ile molekülü oluşturan atom çekirdeğinin ve elektronun tüm hareketlerinin ayrı ayrı ele alınması gerektiği varsayılmıştır.
Çalışmasını sürdürdüğü dönemde California Üniversitesi, Berkeley Üniversitesi ve California Teknoloji Enstitüsünde profesör olarak çalışmıştır. Berkeley’de dünyanın en başarılı deneysel fizikçilerinden biri olan ve siklotronun (atom altı parçacıklarının hızlandırılmasını sağlayan düzenek) mucidi olarak bilinen Ernest Lawrence ile arkadaş olmuştur. Bu arkadaşlığın sonucunda Lawrence oğluna Robert adını vermiştir.
Oppenheimer ve öğrencisi Hartland Snyder, 1939 yılında karadeliklerin varlığıyla ilgili bir makale yayınlamıştır. Bu makale, Born-Oppenheimer yaklaşımıyla birlikte onun en çok alıntı yapılan makalelerinden biri olmaya günümüzde de devam etmiştir.
Manhattan Projesi Nedir?
1942 yılında General Leslie Groves, Oppenheimer’ı atom bombasını geliştirmesi için gizli Manhattan Projesi’nin bilimsel direktörü olmaya davet etmiştir. Oppenheimer proje için New Mexico’nun Los Alamos bölgesinde bir yer seçtikten sonra ABD ordusu orada bir dizi laboratuvar kurmuştur.
Günümüzde de bu laboratuvarda uzay araştırmaları, yenilenebilir enerji, tıp, nanoteknoloji ve nükleer füzyon da dahil olmak üzere birçok alanda çalışmalar yapılmaktadır. 10.000’i aşkın çalışanla laboratuvar, şu anda Amerikan hükümetine bağlı olan ve ulusal güvenlik adına araştırmalar yapan Triad National Security tarafından yönetilmektedir.
Amerika ve Avrupa’nın en iyi fizikçileri Los Alamos’a getirilerek burada Oppenheimer’ın liderlik ettiği bir bilim kurulu oluşturulmuştur. Bu kurul dünyanın daha önce hiç görmediği kadar büyük olan bir bomba icat etmekle görevlendirilmiştir. Oppenheimer hem Los Alamos laboratuvarının direktörü hem de bu bombanın icadı ve tasarımından sorumlu olarak görev yapmıştır. Projenin başlamasını izleyen üç yılın ardından ekibiyle birlikte Oppenheimer, atom bombasını test etmiştir.
Oppenheimer ve ekibinin yapacağı kod adı Trinity olan test, dünyanın ilk nükleer enerji testi olmuştur. Bu test için dünyanın ilk nükleer patlaması, 16 Temmuz 1945 yılında New Mexico Los Alamos’un 210 mil güneyinde Jornada del Muerto olarak tanınan Alamogordo Bombardıman Alanı ovalarında bulunan bir bölgede meydana gelmiştir.
Trinity testi ile Gadget adlı plütonyum cihazı, New Mexico çölü üzerinde sabah 05:30’da patlamış ve 18,6 kilotonluk bir nükleer güç açığa çıkmıştır. Bu güç ile kuleyi anında yerle bir etmiş ve çevredeki asfalt ve kum yeşile dönmüştür.
Açığa çıkan güç, yaklaşık 2.700 mil alanın radyasyondan etkilenmesine sebep olmuştur. Trinity testinin başarısı, ABD ordusu tarafından bir atom bombasının kullanılabileceğini göstermiştir. Bu test ile atom çağı başlamıştır.
Robert Oppenheimer’ın Eserleri ve Aldığı Ödüller
Oppenheimer, genel görelilik ve yenilenemez enerji kaynakları arasında yer alan nükleer enerjiyi de içeren teorik astronomi, nükleer fizik, spektroskopi ve kuantum elektrodinamiği ile çalışmalar yaparak kuantum alan teorisine önemli katkılarda bulunmuştur. Çalışmalarında nötron mezon ve nötron yıldızını da içeren birçok bulguya ulaşmıştır.
Kozmik ışın sağanağı teorisine önemli katkılarda bulunmuş ve kuantum tünelleme tanımlarıyla ilgili çalışmalar yapmıştır. Ardından öğrencisi Melba Phillips ile birlikte radyoaktivite hesaplamaları üzerine çalışmış, Oppenheimer-Phillips Süreci olarak bilinen teoriyi geliştirmiştir.
Ayrıca Oppenheimer, Dirac denklem, karadelik gibi konularda da birçok çalışmaya imzasını atmıştır. 1953 yılında ABD Atom Enerjisi komisyonu Robert Oppenheimer’a Enrico Fermi Ödülü’nü takdim etmiştir.
Robert Oppenheimer ve Albert Einstein Arasındaki Dostluk
Robert Oppenheimer ve Albert Einstein’ın yolları ilk olarak 1930’lu yılların başında Oppenheimer’ın ders verdiği ve Einstein’ın misafir profesör olarak hizmet ettiği California Teknoloji Enstitüsü’nde (Caltech) kesişmiştir.
Einstein, Oppenheimer’dan farklı olarak kuantum fiziğine şüpheyle yaklaşmıştır. Einstein, genel görelilik teorisi ile ışık hızı ve elektromanyetik radyasyonun hangi açıdan ölçülürse ölçülsün aynı olacağı fikrini savunmuştur.
1947 yılında İnstitute for Advanced Study’de birlikte çalıştıkları sırada zıt görüşlerine rağmen Oppenheimer ve Einstein’ın profesyonel tanışıklıkları, arkadaşlığa dönüşmüştür.
Popüler Kültürde Oppenheimer’ın Yeri
Oppenheimer’ın direktörlüğünü yaptığı Manhattan Projesi’ne, tarihin seyrini değiştiren etkisi sebebiyle 1945’ten beri sıklıkla filmlerde ve diğer birçok popüler kültür eserlerinde yer verilmiştir. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
- The Beginning or the End: 1947 yapımlı film, Einstein’ın mektubuyla başlar, Los Alamos’taki gelişmelere ve Atom Bombası’nın Nagazaki ve Hiroşima’ya atılmasına kadarki sürece kadar devam eder.
- Los Alamos: Joseph Kanon’un 1997 yılında yayınlanan tarihsel kurgu eseri olan Los Alamos, gizem ve casusluk romanı olarak Manhattan Projesi’nden ilham almıştır.
- Manhattan: Manhattan Projesi’nin kurgulanmış halini anlatan dizi, projenin gerçek bilim adamlarının hayatlarından da ilham alınarak uyarlanmıştır. Olumlu eleştirilere rağmen yayınlanan 2 sezonun ardından 2016 yılında yayından kaldırılmıştır.
Oppenheimer tek başına da popüler kültürün ilgisini çeken bir bilim insanı olmuştur. 1980’de hayatından kesitlerle kurgulanan Oppenheimer dizisi ilk çalışmalardan biridir.
2005 yılında ünlü besteci John Adams, Doctor Atomic operasında da Oppenheimer’a yer vermiştir.
2023 yılında vizyona giren ve Cillian Murphy’nin Oppenheimer’ı canlandırdığı Oppenheimer filmi ise yayınlandığı ilk günden itibaren tüm dünyada izlenme rekorları kırmıştır. Christopher Nolan’ın yönetmenliğini yaptığı filmde Robert Oppenheimer’ın hayatı ve atom bombasının icadındaki rolü anlatılır.
Robert Oppenheimer Hakkında Çok Bilinmeyen Bilgiler
Tarihin seyrinin değişmesine katkı sağlayan ve bilimsel çalışmalarıyla birçok keşfe ışık tutan Oppenheimer hakkında çok fazla bilinmeyen ancak şaşırtıcı olan bazı bilgiler mevcuttur:
- Hindu kutsal kitabının dini olan Sanskritçeye ilgi duyurmuştur. Berkeley’de öğretmenlik yaparken Sanskrit dili üzerinde çalışmıştır.
- Hayatı boyunca şiire özel bir ilgi duymuştur. Yazdığı şiirlerinden biri Harvard Edebiyat Dergisi Hound & Horn’da yayınlanmıştır.
- Üç kez Nobel Fizik Ödülü’ne aday gösterilmesine rağmen ödül almamıştır.
Siz de Robert Oppenheimer hakkında görüşlerinizi yorumlar kısmında paylaşabilir, ünlü fizikçinin hayatını merak edenlerle bu yazıyı paylaşabilirsiniz.
Yorum Yap