Whatsapp İletişim Hattı Müşteri İlişkileri Merkezleri
tr

Nükleer Enerji Nedir? Faydaları ve Zararları Nelerdir?

  • Ana Sayfa
  • Blog
  • Nükleer Enerji Nedir? Faydaları ve Zararları Nelerdir?
nükleer enerji nedir
Bilgi

Nükleer Enerji Nedir? Faydaları ve Zararları Nelerdir?

11 Kasım 2022 - Yazar : Aydem Perakende
Bu yazının içinde neler var?

Yaşamın devam edebilmesi için enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır ancak enerji üretimi esnasında çevreye zarar verilmesi ve kullanılan kaynakların her geçen gün azalması nedeniyle, ülkeler yeni enerji kaynaklarına yönelmeye başlamıştır.

Özellikle yenilenebilir enerji kaynakları, bu noktalarda daha avantajlı olması nedeniyle daha çok tercih edilir. Fosil yakıtlara alternatif olarak kullanılan enerji kaynakları arasında nükleer enerji öne çıkmaktadır. 

Bu yazımızda birçok tartışmaya neden olan nükleer enerjiyi sağladığı faydalar ve yol açtığı zararlar bakımından inceleyecek, nükleer enerjinin kullanıldığı farklı alanları keşfedeceksiniz.


 

Nükleer Enerji Nedir?

Nükleer enerji, atom çekirdeğinden elde edilen bir enerjidir. Ve nükleer reaktörler aracılığıyla ortaya çıkarılarak diğer enerji çeşitlerine dönüştürülür. Peki nükleer enerji yenilenebilir bir enerji midir? Yenilenebilir enerji, doğal süreçteki enerji akışından elde edilen, sürdürülebilir ve temiz bir enerjidir ancak Nükleer enerji, doğal bir süreç sonucunda ortaya çıkmaz. Dolayısıyla, yenilenemez enerji olarak kabul edilir.

Nükleer enerji füzyon, fisyon ve yarılanma olarak adlandırılan üç farklı nükleer reaksiyon sonucunda oluşur. Atomik parçacıkların birleşme reaksiyonu füzyon, atom çekirdeğinin zorlanarak parçalanması fisyon ve çekirdeğin parçalanarak daha kararlı hale geçmesi yarılanmadır. Füzyon için güneş patlamaları, fisyon için ise atom bombası teknolojisi ile nükleer santrallerde kullanılan teknolojiler örnek olarak verilebilir.

  • Nükleer Enerji ve Atom Enerjisi Aynı Enerji Türü Müdür?

Atom enerjisi, atom çekirdeklerinin parçalanması ya da atomların birleştirilmesi gibi süreçler sonucunda elde edilen enerjiye verilen isimdir. Nükleer enerji de atomlardan elde edildiği için atom enerjisi olarak da adlandırılır

  • Nükleer Enerji Nerede Kullanılabilir?

Nükleer enerjinin kullanımı her ne kadar yeni olsa da teknolojik olarak hızlı bir gelişim göstermiştir. Bu enerji türünün pek çok kullanım alanı bulunur ancak bunların en önemlisi elektrik üretimidir. Elektrik üretimi dışında tıp, endüstri ve savunma sanayi gibi birçok farklı alanda kullanılmaktadır. 

 

Nükleer Enerji Nasıl Elde Edilir?

Nükleer enerji, nükleer tepkimeler sonucunda açığa çıkar. Nükleer santrallerde kullanılan fisyon yönteminde atom çekirdeklerinin parçalanması sonucu ortaya çıkan enerji dönüştürülerek kullanılır. 

  • Nükleer Enerjinin Ana Maddesi Nedir?

Nükleer Enerjinin Ana Maddesi uranyum Nükleer enerji üretmek için en sık kullanılan madde uranyumdur. Uranyumun tercih edilmesinin sebebi ise uranyum atomlarının nispeten kolay ayrılmasıdır. Bununla birlikte dünyanın her yerinde çokça bulunması da tercih edilme oranını artıran bir faktördür.

Ülkeler kendi topraklarından uranyum çıkarır ancak uranyum sıkça ithal de edilir. Standart büyüklükteki bir nükleer reaktör (nükleer enerjiyi farklı tür enerjiye çeviren bir santral), bir yılda yaklaşık olarak 200 ton uranyum kullanır.

Nükleer enerjinin ham maddesi sayılabilecek uranyum, aslında bir metal olsa da enerji üretiminde sıkça kullanılmasından dolayı diğer metallerden farklı bir sınıfta kabul edilir. Ek olarak doğada bilinen en ağır metal olma özelliğine sahiptir.

Uranyumun bir diğer önemli özelliği ise doğada çok kolay bir şekilde bileşikler meydana getirmesidir. Bunun sonucunda uranyum taşıyan 100 kadar mineral bulunur. Bu mineraller farklı miktarda uranyum oksit yani U₃O₈ içerir.

Uranyum, yavaş nötronlarla bölünme özelliğine sahip olan ve bölündüğünde enerji oluşturan U₂₃₅ de ihtiva eder. Uranyumun diğer ana izotopu olan U₂₃₈ plütonyuma dönüştürülerek de fisyon işleminden geçirilebilir. 

Madenden çıkarılan uranyum, öğütülür. Öğütülen uranyum ise %80 uranyum oksit haline gelir. Daha sonra bu madde rafinasyon ve redüksiyon (indirgeme) gibi çeşitli işlemlerden geçirilir. Bütün bu sürecin sonunda uranyum enerji üretimi için hazır hale gelir.

 

Nükleer Santralde Elektrik Üretimi Nasıl Yapılır?

Nükleer enerji, elektrik üretmek için kullanılan yöntemlerden biridir. Bunun için nükleer santraller inşa edilir. Nükleer santrallerin içinde uranyum ve plütonyum gibi ağır elementlerin fisyon’unu gerçekleştiren bir nükleer reaktör yer alır. Bu elementler, yakıt çubuklarında bulunur. Fisyon reaksiyonlarının meydana geldiği yakıt çubukları oldukça yüksek miktarda ısı enerjisi açığa çıkarır.

Yakıt çubukları bir soğutma teknesi içerisine daldırılır. Soğutma teknesi içinde soğuk bir sıvı bulunur ve genellikle bu sıvı sudur.

Isıtılan soğutma teknesi, borudan buhar jeneratörüne doğru hareket ederek öncesinde açığa çıkan ısı enerjisi ile suyu buhara dönüştürür. Buraya kadar bahsettiğimiz reaktör, buhar jeneratörü ve bu ikisi arasındaki bağlantıyı sağlayan boruların tamamı birincil sistemdir.

Su, buhara dönüştürüldükten sonra buhar yine bir boru aracılığıyla ikincil sistemin başlangıcı sayılan türbine gider.

Buhar ile sağlanan enerji, türbini döndürerek kinetik enerji açığa çıkarır. Türbin ise bu kinetik enerjiyi elektriğe çeviren bir jeneratöre bağlıdır. Üretilen bu elektrik, kullanıma hazır hâle gelmesi için transformatöre taşınır.

Türbinin altında bulunan kondanserden geçen boruda ise soğuk su dolaştırılır. Bu sayede buhar yoğuşur ve tekrar suya dönüşür. Daha sonra su bir daha ısıtılmak için birincil sisteme iletilir. 

nükleer santralde nasıl elektrik üretilir anlatımlı görsel

  • Nükleer Reaktör Nedir?

Nükleer reaktör, enerji sağlamak için kullanılan, nükleer santrallerde yer alan bir cihazdır. Bu cihazlar sayesinde nükleer enerji başta elektrik enerjisi olmak üzere çeşitli enerjilere dönüştürülür. Nükleer reaktörde fisyon reaksiyonu başlatılarak zincir reaksiyonlar sağlanır. Böylece ihtiyaç duyulan enerji elde edilir. 

  • Nükleer Santral Nereye Kurulabilir?

Bir nükleer santralin inşa edilebilmesi için doğal bir su kaynağının yakınlarında geniş bir alan gereklidir çünkü nükleer santraller oluşan ısıyı dışarı atmak için suya ihtiyaç duyar.

Bu alan genellikle içinde sayısız canlının yaşadığı ormanların temizlenerek inşaata uygun bir araziye dönüştürülmesi ile sağlanır ancak bunun sonucunda bölgenin ekolojik dengesi bozulabilir. Dolayısıyla çevreye verilecek zararın en az olacağı bölgeler özenle seçilmelidir. Bununla birlikte nükleer santralin inşa edilmesinden sonra da çevrenin temiz ve canlılar için güvenli tutulmasına özen gösterilmelidir. 

doğal su kaynağı kenarına kurulu nükleer enerji santrali

  • Nükleer Enerji Mühendisi Ne Yapar?

Nükleer enerji mühendisleri, nükleer santrallerde enerji üretiminin güvenli bir şekilde yapılması ve elde edilen enerjinin kullanılabilir hale getirilmesi için gerekli teknik çalışmalardan sorumludur.

Bunun yanı sıra nükleer reaktörlerin tasarımları güvenlik sistemleri ve bunların geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapar. Nükleer enerji hakkında yeni teknolojilerin araştırmalarını yapar ayrıca nükleer santrallerde yürütülen süreç için gereken malzeme ve maddelerin özelliklerini belirlemek için laboratuvar çalışmaları yürütür.

nükleer enerji santrali kontrol odası mühendis

 

Nükleer Santral Maliyeti Nedir?

Nükleer santrallerin, diğer enerji santrallerine kıyasla oldukça yüksek maliyetleri bulunur. Nükleer enerji santralini planlamak ve inşa etmek bunlardan ilkidir. OECD Nükleer Enerji Ajansı’nın hesaplamaları doğrultusunda bir nükleer santralin inşasının gecelik maliyeti kW başına ortalama 3.850 dolardır. Bu da 1 GW’lık bir santral inşa etmenin 4 milyar dolar kadar maliyetinin olacağı anlamına gelir.

Aslında, bir nükleer enerji santrali inşa edildikten sonra oldukça düşük maliyetlerle çalışabilir. Bunun nedeni ise uranyumun maliyetinin düşük olmasıdır.

Uranyumun nükleer santralde kullanılmadan önce zenginleştirilmesine ihtiyaç duyulur ancak yine de bir nükleer santralin toplam işletme giderlerine bakıldığında gaz türbini ya da fosil yakıt santrallerinden üçte bir oranla daha az olduğu görülür.

 

Nükleer Enerjisinin Kullanım Alanları

Nükleer enerjinin en yaygın kullanım alanı elektrik üretimidir. Temmuz 2020 itibarıyla 31 ülkede 440 adet nükleer reaktör çalışmakta ve 19 ülkede 54 adet nükleer reaktörün inşası devam etmektedir.

Tüm dünyada nükleer santraller tarafından üretilen elektrik, dünyanın elektrik ihtiyacının yaklaşık olarak %10’unu karşılar. 

Nükleer enerjinin elektrik enerjisi elde etmek dışında da kullanım alanları bulunur. Bunlardan ilki uzay keşfidir. Şimdiye kadar uzayın derinlikleri hakkında edinilen bilgiler radyoizotop güç sistemleri yani RPS’ler aracılığıyla öğrenilmiştir. RPS adı verilen küçük nükleer güç kaynakları uzayın derinliklerindeki uzay gemilerine güç sağlar. Ek olarak RPS’lerin uzun süre sürecek uzay araştırmaları için de güvenli olduğu ve bakım gerektirmediği kanıtlanmıştır.

nükleer tıpNükleer enerjinin yaygın şekilde kullanıldığı bir diğer alan ise tıptır. Birçok hastalık için teşhis konması ya da tedavi edilmesi amacıyla radyasyon ya da radyoaktif malzemeler kullanılır. Radyoizotoplar ve kamera görüntülemeyi birleştiren nükleer tıbbi görüntüleme yöntemi sayesinde doktorların tümör gibi ciddi sağlık sorunlarını bulması sağlanır.

Bununla birlikte kanserli dokunun alınması, tümörlerin boyutlarının küçültülmesi ve ağrıların hafifletilmesi için radyoterapi tedavisinde terapötik radyoizotoplar kullanılır.

Nükleer enerji ayrıca adli vakalarda soruşturmayı çözmek amacıyla kullanılır. Radyoizotoplar aracılığıyla işlenen suçun bir şüpheli ile ilişkilendirilmesini sağlayan fiziksel kanıtlar elde edilir.

Boya, kurşun, cam ve zehir gibi çeşitli maddelerde eser miktarda bulunan kimyasalların tanımlanması için radyoizotoplardan faydalanılır.

Bunlara ek olarak nükleer enerji tarım alanında da kullanılabilir. Ekinleri yok eden ya da ekinlere zarar veren böceklerin kontrol altına alınması için kimyasal ilaçlar ve pestisitler yerine radyoizotoplar tercih edilebilir.

Gıdalarda bulunan zararlı organizmalar, pişirmeden ve gıdaların besin değeri değişmeden yok edilir. Böylece kimyasal katkı maddeleri kullanımı ve soğutmaya ihtiyaç duyulmaz. Bu sayede diğer gıda saklama yöntemlerine göre oldukça az enerji kullanılır.

 

Nükleer Enerjinin Avantajları

  • Nükleer enerjinin potansiyel rezervlerinin yüksek olması en büyük avantajlarından biridir. Dünya üzerinde bugün bulunan rezerv ile nükleer santrallerin ortalama 150 yıl boyunca çalışabileceği hesaplanmıştır.
  • Nükleer enerji ham madde hacmine göre oldukça yüksek miktarda enerji sağlar. Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna göre 1 kg kömür ile 3 kWh ve 1 kg petrol ile 4 kWh elektrik enerjisi üretilebilir. 1 kg uranyum ise 50.000 kWh elektrik enerjisi üretilmesine olanak tanır. 
  • Nükleer enerjinin elde edilmesi için gereken ham maddenin maliyeti de düşüktür. Bunun nedeni enerji üretimi için az miktarda ham madde gerekmesidir. Az miktarda ham madde ile yüksek miktarda enerji sağlanabilir. 
  • Nükleer santrallerin diğer enerji santralleri ile karşılaştırıldığında daha az araziye ihtiyaç duyulduğu görülür. 
  • Nükleer enerji üretimi ve dönüştürülmesi sırasında ortaya çıkan nükleer atıklar geri dönüştürülebilir. İleri teknolojiler kullanılarak atıklar yeniden işlenebilir. Bu sayede yakıt içerisinde kalan uranyum ve plütonyum, fisyon ürünlerinden ayrıştırılarak yakıt üretiminde kullanılabilir.
  • Nükleer enerjinin diğer bir önemli avantajı ise depolanma kolaylığıdır. Yakıtın 10 yıl depolanma özelliğine sahip olması dışa bağımlılığı büyük ölçüde azaltma imkânı sağlar.
  • Nükleer santrallerde güvenlik için gerekli tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirler sayesinde kaza riski son derece düşüktür. Nükleer reaktör ile yardımcı tüm cihazlar 2,5 metre kalınlıktaki beton güvenlik kabuğu içerisinde korunur. Bir kaza yaşanması durumunda radyoaktif buharın bu duvar içerisinde tutulması sağlanır. Buna ek olarak nükleer reaktörün çevresinde 800 ila 1.500 metre yarıçaplı ve halkın geçmesinin yasak olduğu bir kuşak da bulunur.
  • Nükleer santraller çevrenin korunmasına ve karbon ayak izinin azaltılmasına da yardımcı olur. 1000 MW güce sahip olan bir kömür santrali yılda ortalama 3 milyon ton kadar kömür harcar. Bunun sonucunda 7 milyon ton karbondioksit, 140 bin ton asit içeren sülfür ve azot oksitler gibi gazlar ile 750 bin ton kül üretir. Yalnızca 38 yıllık bir geçmişi olan nükleer santraller ise bu 38 yıl boyunca 5.500 milyon ton daha az kömür yakılmasını sağlamıştır. Bu sayede yaklaşık 13.000 milyon ton karbondioksit, 250 milyon ton asit gazlar ve kansere yol açan yanma ürünlerinin çevreye atılmasının da önüne geçilmiştir. 

 

Nükleer Enerjinin Dezavantajları

  • Nükleer enerji üretiminde oluşan radyoaktivite ve atıklar tehlike arz eder. Yapılan araştırmalara göre üretim sürecinde oluşan nükleer atıklar zehirliliğinin %99’unu ancak 600 yıl sonra kaybeder. Ek olarak radyasyonun da insan vücuduna zararı büyüktür. Kişilerin yüksek miktarda radyasyona maruz kalması deri kanserinden katarakta, akciğer ve göğüs kanserinden üreme sorunlarına kadar birçok hastalığa yol açabilir.
  • Nükleer enerjinin ham maddesi olan uranyum, madeni hacim açısından hafif olsa dahi uranyumun çıkarılması için çok fazla arazi işlenir. Bu sırada da yüksek miktarda atık madde oluşur. 1 ton uranyum elde edildiğinde ortaya ortalama 20 bin ton atık madde çıkar. Dolayısıyla çevre kirliliği açısından dezavantajlıdır.
  • Nükleer enerji üretimi için kullanılan yakıt, reaktörlerden alınıp işleme tesislerine taşınır. Aynı zamanda üretimde açığa çıkan atıkların da gömülmesi için taşınması gerekir. Bu taşıma işlemleri de potansiyel tehlikedir. 
  • Nükleer enerji santralleri, belirli coğrafi özelliklere sahip bölgelerde kurulur. Kurulacak bölgenin seçiminde ham madde etkili değildir. Bölgenin yalnızca pazar büyüklüğü ve soğutma suyuna yakın olması dikkate alınır. Nükleer enerji santralinin kurulacağı alan sanayi bölgelerine ve deniz, göl, akarsu gibi su kaynaklarına yakın olmalıdır. Bu su kaynaklarına yakın olması ise çevre kirliliğine sebep olur ve etraftaki ekosistemi bozma ihtimali açısından sorun yaratabilir.
  • Nükleer santrallerin kaza riski doğal afetler söz konusu olduğunda daha da yükselecektir. Dolayısıyla nükleer enerji santralinin kurulacağı bölge deprem, heyelan ve çığ gibi doğal afetler açısından değerlendirilmelidir. Bununla birlikte büyük şehirler ya da nüfusun yoğun olduğu yerlerden uzak olmalıdır. 
  • Nükleer enerji, insanlık için de büyük bir tehdit oluşturur. Atom, hidrojen ve nitrojen bombaları, nükleer güç ile üretilen ve insanlığın geleceğini tehlikeye sokma ihtimali bulunan faaliyetlerdir.

 

Nükleer Santrallerin Riskleri

nükleer santral riskleriKaza olması durumunda büyük tehlike yaratacak nükleer enerji santrallerinin kaza riski düşüktür ancak yine de kısmen tehlikeli bir durumdur.

Nükleer kazalar nadir yaşandığı için böyle bir durumda hastaların tedavisi için uygulanacak sağlık prosedürleri de belirli değildir ve nükleer enerji santrali kazaları uzun süreli zarara sebep olur. Sağlıkçıların çok az bir kısmının bu konuda doğrudan deneyimi olduğundan, olası bir nükleer kaza sonrasında halk sağlığı açısından büyük tehlikeler oluşabilir 

Halkın tedavisinin yanı sıra yayılan radyasyon sebebiyle çevredeki hayvan ve bitkiler de zarar görebilir.

Örneğin 1986’da yaşanan Çernobil kazasında 3200 kişi hayatını kaybetmiş, 50 km çevredeki 150 bin kişi şehirden tahliye edilmiştir. Bu kazadan ülkemizde de Karadeniz Bölgesi tarımı etkilenmiştir. 

  • Nükleer Santral Patlarsa Ne Olur?

Nükleer santral patlaması, yüksek miktarda radyasyon yayılması dolayısıyla çeşitli hastalıklara ve genetik bozukluklara yol açabilir. Ek olarak bu durum, yıllar sonra dahi devam ederek gelecek nesilleri etkileyebilir. Nükleer bir patlama çevreyi de ciddi şekilde etkiler hem su hem de toprağın zarar görmesine neden olur.

Dolayısıyla yaşam kalitesi büyük oranda düşer. Ayrıca nükleer patlama esnasında açığa çıkan ısı havada yüksek miktarda nitrojen oksit oluşmasına yol açar. Böyle bir durumda ozon tabakası zarar görür. 

Nükleer patlama gerçekleşmesi durumunda dünyadaki koşullar değişir. Bununla birlikte canlı türlerinin yarısının nesli tükenebilir ya da bazı zararlı böcek türlerinin popülasyonu artabilir. 

 

Nükleer Enerjinin Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Karşılaştırılması

nükleer enerji santralleriYenilenebilir enerji kaynakları, çevreye zarar vermemeleri ve sürdürülebilir olmaları dolayısıyla avantaj sağlar ancak rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılabilmesi hava şartlarına bağlıdır. 

Nükleer santraller ise baz yük santraller olmalarından dolayı günün 24 saati çalışarak enerji ihtiyacını karşılayabilir. Nükleer santraller yılın 8.760 saatinin ortalama 8.000 saatinde çalışabilirken bir yılda güneşten ortalama 2.500 ila 3.000 saat, rüzgârdan ortalama 3.000 saat ve hidroelektrikten ise ortalama 4.000 saat civarı faydalanmak mümkündür. Nükleer santrallerin kapasitesi ortalama %90 iken yenilenebilir enerji kaynaklarında bu oran %30-40 arasında kalır. 

Bunlara ek olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin yalnızca belirli bir kısmı şebekelere dağıtılabilir. Bunun nedeni yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintisiz enerji sağlayamamasıdır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan enerjiden de yeterince faydalanmak için nükleer gibi baz yük (kesintisiz enerji sağlayabilen) enerji santrallerine ihtiyaç duyulur.

Sonuç olarak enerji üretimi koşullara bağlı olan yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra ihtiyacın karşılanması için alternatif enerji kaynaklarının da kullanılması gereklidir.

 

Türkiye'de Kurulmaya Devam Eden Nükleer Santraller

Türkiye’nin artan nüfusu ve gelişen ekonomisi, enerji ihtiyacını da artırmaktadır. Bunun sonucunda ülke dışa bağımlı hale gelmektedir.

Ortadoğu ülkelerinin aksine fosil enerji kaynakları açısından zengin olmayan Türkiye, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithalat yoluyla karşılamaktadır. Bu durumun önüne geçmek için alternatif bir enerji kaynağı olan nükleer enerji kullanılabilir. Dışa bağımlılığın azaltılması ve enerji kaynaklarının çeşitlenerek ihtiyacın karşılanması için ülkemizde nükleer santraller kurulmaktadır. 

Türkiye’de şu anda biri inşa edilmekte ve biri proje aşamasında olan iki nükleer enerji santrali projesi bulunur. Üçüncü santral için ise çeşitli bölgelerde çalışmalar yapılmaktadır. Kurulmaya devam eden ve 2023 yılında çalışmaya başlaması planlanan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali, 4800 MW kapasiteye sahiptir. Mersin ili Gülnar ilçesinde inşa edilen Akkuyu’nun her biri 1200 MW gücündeki 4 adet reaktörü bulunur.

Bu santralden yılda 35 milyar kWh kadar elektrik üretilmesi planlanır.2022 yılında Türkiye’de 334,7 milyar kWh elektrik tüketimi gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ile bu miktarın yaklaşık %10’u karşılayacak kapasiteye sahip olarak üretilmektedir. Akkuyu’dan sonra ise Sinop’ta Sinop Nükleer Enerji Santrali kurulması planlanmaktadır. 

Türkiye’deki sanayileşme ve nüfus artışı enerji ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla alternatif enerji kaynakları da önem kazanmıştır. Farklı görüşlere rağmen uzmanlar, Türkiye’de en az 5 adet nükleer santral kurulması gerektiğini ve gereken tedbirler alındığı takdirde bu santrallerin güvenli bir şekilde enerji talebini karşılayacaklarını belirtmektedir.

 

Dünyada Nükleer Enerji ve En Büyük 10 Nükleer Santral

Dünyadaki nükleer enerji santrallerine bakıldığında pek çok gelişmiş ülkenin enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü nükleer enerjiyle karşıladığı görülebilir.

Ülke bazlı olarak bakıldığı zaman Fransa elektrik ihtiyacının yaklaşık %71’ini, Ukrayna %54’ünü, Belçika %48’ini, İsveç %34’ünü, Güney Kore %26’sını ve ABD ise %20’sini nükleer enerjiden karşılar. 2021 yılı verilerine göre dünyadaki en büyük 10 nükleer santral şunlardır:

  1. Dünyanın en büyük nükleer santrali Japonya’da bulunan Kashiwazaki-Kariwa Nükleer Santrali’dir. 7,965 MW kapasiteye sahip olan tesis geçici olarak durdurulsa da yeniden aktif hâle gelmesi planlar arasındadır.
  2. Dünyadaki en büyük nükleer santrallerden ikincisi ise Güney Kore’de bulunan Kori Nükleer Santrali’dir. Bu tesisin kapasitesi 7489 MW’dir.
  3. Dünyanın üçüncü en büyük nükleer santrali yine Güney Kore’de yer alan ve 7264 MW kapasiteye sahip olan Hanul Nükleer Santrali’dir.
  4. Kanada’da bulunan Bruce Nükleer Santrali dördüncü en büyük nükleer santraldir. 6358 MW kapasiteye sahiptir.
  5. Çin’deki Hongyanhe Nükleer Santrali, 6244 MW kapasite ile beşinci sırada yer alır.
  6. 6150 MW kapasiteli Fuqing Nükleer Santrali ise altıncı en büyük nükleer santral olarak Çin’de bulunur.
  7. Yedinci sıradaki Tianwan Nükleer Santrali de Çin’de bulunur ve 6070 MW kapasiteye sahiptir.
  8. Çin’deki Yangjiang Nükleer Santrali ise 6000 MW kapasiteye sahiptir. 
  9. Güney Kore’de bulunan 5875 MW kapasiteli Hanbit Nükleer Santrali de dokuzuncu en büyük nükleer santraldir.
  10. Ukrayna’daki Zaporizhzhia Nükleer Santrali 5700 MW kapasite ile onuncu sırada yer alır.

 

Nükleer Enerjinin Tarihi

Nükleer enerji, ilk olarak 16 Temmuz 1945 tarihinde ABD’nin New Meksiko eyaletinde denenmiştir ancak nükleer enerjinin dünyada resmi olarak duyulması II. Dünya Savaşı esnasında Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine 6 ve 9 Ağustos 1945’te atılan atom bombaları ile gerçekleşmiştir. Japonya’ya atılan atom bombalarının yol açtığı zarardan dolayı yok edici bir güce sahip olan nükleer silahların yapımı önlenmeye çalışılmıştır. 

ilk nükleer santral
İlk Nükleer Santral

50 yıldan kısa bir süredir üretilen nükleer enerji, hâlen yeni bir kaynaktır. Deneysel olarak ilk reaktör, Enrico Ferni tarafından 1942 yılında Chicago Üniversitesi’nin bahçesinde bulunan tesiste gerçekleştirilmiştir.

1955 yılının sonlarında ABD ve eski Sovyetler Birliği, nükleer enerjiden enerji üreten ilk ülkeler olmuştur. 1975 yılında dünya genelinde 19 ülkede tam 157 santralin inşası tamamlanmıştır. Bu sayede nükleer santrallerin tamamının potansiyel elektrik üretim gücü 700 MW’a çıkmıştır.

Bu dönemde ayrıca nükleer savunma sanayi de gelişim göstermiştir. 1970’li yıllarda ortaya çıkan petrol kaynaklı enerji krizi, fosil kaynaklar kullanılarak üretilen enerjiye bağımlı olan ülkeleri nükleer enerjiye sevk etmiştir.

Nükleer enerji o yıllarda fiyat bakımından alternatifleriyle rekabet edemeyecek seviyededir. Bu nedenle uzunca bir süre geniş çaplı olarak hayata geçirilememiştir. Sonrasında dünya genelinde yaşanan petrol krizinden dolayı varillik petrolün fiyatı 3 dolardan 10 dolara çıktığında nükleer enerji diğer kaynaklarla yarışabilir hale gelmiştir. O zamandan bu yana nükleer enerjinin dünyadaki elektrik üretiminde payı ara ara azalsa da devamlı olarak yükseliştedir.


 

Siz de nükleer enerji hakkındaki düşüncelerinizi bizimle yorumlarda paylaşabilir veya bu konu hakkında merak ettiklerinizi bize sorabilirsiniz. 


Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.